ASO Model Fabrika Öğren-Dönüş Programı’nın 5.’sinin Sonuçları Tanıtıldı
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ankara Sanayi Odası,
ASO 1. OSB ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) işbirliği ile
işletmelerin dijital dönüşümü hızlandırmak için kurulan Türkiye’nin ilk Yetkinlik
ve Dijital Dönüşüm Merkezinin (Model
Fabrika) 5. Öğren Dönüş Program Lansman
Toplantısı, ASO 1. OSB'de gerçekleştirildi.
ASO Sürekli Eğitim
Merkezi (ASO-SEM) toplantı salonunda düzenlenen programa Sanayi ve Teknoloji
Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır, ASO Başkanı Nurettin Özdebir, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı Stratejik Araştırmalar ve Verimlilik Genel Müdürü Prof. Dr.
İlker Murat Ar, ASO 1. OSB Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Tütek, bölgede yeralan
sanayiciler ve eğitime katılan firma yetkilileri katıldı.
Programın açılışında
bir konuşma yapan ASO1. OSB Yönetim Kurulu Üyesi Serdar Tütek, Ankara Model
Fabrika’da odaklandıkları konunun firmaların verimi olduğunu belirterek, “Yani
firmaların karlılığı. Başka bir deyişle Türkiye’nin kalkınmasını konuşuyoruz.
Artık, biz rakiplerimize baktığımız zaman, esasında herkes bizim yaptığımız her
şeyin aynısını yapabiliyor. Bu konuda hiç kimsenin bir eksiği yok ama önemli
olan bunları verimli bir şekilde yapabiliyor olmak. İşte bu hevesle yola
çıkmıştık. Verimlilik ile ilgili yapacağımız çok konu var. İlerleyeceğimiz çok
nokta var. Ama biz firmalarımızda yalını konuştuğumuz zaman bir şeyler havada.
Model Fabrika ise bu zayıflığı çok güzel kapatıyor. Model Fabrika’daki
arkadaşlarım ilk günkü heyecanları ile çalışıyorlar. Yeni firmalar gelecek ve
biz o firmaların verimliliğini artıracağız diye bekliyorlar. İnanın bana Model
Fabrika ekibi olarak beslendiğimiz tek kaynak bu. Öğren-Dönüş’e katılan
firmalarımızın buradan edindikleri verimlilik. Buradan gurur duyuyor ve
besleniyoruz” dedi.
ASO Başkanı Nurettin
Özdebir de Türkiye’de kurlardaki oynaklık ve enflasyon ile ilgili birtakım
sıkıntılar olduğunu dile getirerek, “Bunların doğal bir sonucu olarak da
siyasete kadar uzanan birtakım tepkileri var. Aslında bütün bunların çözümü,
bütün bunların ilacı bu salondaki insanlar. Eğer biz ülke olarak cari açık
derdinden kurtulabilir, cari fazla veren bir ekonomi haline gelirsek,
başkalarına el açma mecburiyetinde kalmayacağımız için kimsenin de bizimle
oynayabilmesi mümkün olmayacak. Ama burada birtakım zorluklarımız var ülke
olarak. Birincisi ihracatımızın yüzde 60’ı ithalata dayalı. Bizim bu ithal
ettiğimiz ürünleri ülkemizde üretip, değer zincirinin bütün halkalarını
mümkünse ülkede bırakmamız gerekir. Şu anda bir dolar kadar düşmüş
ihracatımızın aslında yüzde 60’ını da dışarı veriyoruz. O 1 dolar hiç olmazsa
içeride kalmış olsa bile bugünkü teknolojimizde ülke çok daha farklı bir yerde
olabilecek” diye konuştu.
Türkiye’de oldukça
ciddi bir verimlilik sorunu olduğuna dikkati çeken ASO Başkanı Özdebir, “Ama
ben bunun bu kadar da vahim bir şey olduğunu Model Fabrika kurulmadan önce
farkında değildim. Bir liralık yatırım yapmadan, bir kişi daha istihdam etmeden
bir işletmede yüzde 150’leri aşan verim artışında olması. Ya da 100 üretirken;
sabit masraflarla 150 daha fazla ürün çıkarabilmesi, aklın alabileceği bir şey
değil. Bu firmalarımız da hali hazırda ihracat yapan firmalarımız. Yani oldukça
eleği salladığımız zaman eleğin üzerinde kalabilecek firmalarımız. Demek ki
biz; sanayi ürünleri üretiyoruz ama sanayi toplumu olabilmek için biraz daha
gayret etmemiz lazım. Ben bu projeyi ilk duyduğumda, itiraz ettim. UNDP’ciler
benim itirazıma çok bozuldular. Gerçekten iyi ki itiraz etmişim. Bana bir model
fabrika gösterdiler itiraz ettiğim için. Orayı gördükten sonra bunun bizim
ihtiyacımız olduğunu anladım. Büyük işletmelerimiz verimlilik konusunda zaten
iyi. Ama işletmelerimizin yüzde 98’i KOBİ ve ufak işletme olduğu için bizim
asıl ihtiyacımız olan bu” dedi.
Model Fabrika ile
“yaparak öğrenilen” bir platform oluşturulduğunu aktaran Özdebir sözlerine
şöyle devam etti:
“Geliştirilen bu
tapolojide işi kavramak, basitçe algılayabilmek için güzel olduğunu gördük ve
buna sahip çıktık. Çok yıkıcı bir rekabet önümüzdeki süreçte hepimizi bekliyor.
Verimliliğimizi mutlaka artırmamız lazım. Yani yalını zaten halletmemiş olmamız
lazım ki peşine de Endüstri 4.0’ı koyabilelim. Ama görünen o ki yapılan
uygulamalarda birçok işletmemizin yalın da bile kat etmesi gereken önemli
mesafelerin olduğunu gördük. Bu geleceğin dünyasındaki yıkıcı rekabete hazır
olabilmemiz için, gerçek bir sanayi toplumu olabilmemiz için bir fırsat var
elimizde. Bu fırsattan mümkün olduğunca çok firmamızın istifade etmesi şart”
ifadelerini kullandı.
Sanayi ve Teknoloji
Bakan Yardımcısı Mehmet Fatih Kacır ise Türkiye sanayisinin dijital dönüşümü
için ilerleyen dönemde gerçekleştirecekleri çalışmaları bir çerçeveye
oturtabilmek adına Sanayinin Dijital Dönüşümü Yol Haritası’nı hazırladıklarını
ve yakın zamanda duyuracaklarını belirterek, “Bu yol haritasının merkezinde de
beraber iş yapma kültürünü gerçekleştirmek için rekabet öncesi iş birliği
merkezleri olacak. Tabii firmalarımızın dijital dönüşümü ile ortaya çıkan
pazarı ve veriyi en uygun şekilde değerlendirmek bir diğer önceliğimiz. İşte bu
sebeple ülkemizde cari açığı yüksek olan veya gelecek yıllarda ihtiyaç
duyacağımız yüksek teknoloji ürünlerini yerli olarak üretmek üzere hayata
geçirdiğimiz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı’nda dijital dönüşüm
alanında çağrıya çıktık” dedi.
ASO Başkanı Özdebir’in
Türkiye’nin önemli handikaplarından biri olan ihracatın içinde ithalatın payı
olduğunu hatırlattığına vurgu yapan Kacır, “Bu gerçekten Türkiye’de yapısal
olarak üzerine gitmemiz gereken bir konu. Ara mallarının yerlileşmesi, bakanlık
olarak da öncelikli çalışma alanlarımızdan birisi. Bu Teknoloji Odaklı Sanayi
Hamlesi Programı’nda aslında en temel kazanımlarımızdan birisi bu olacak.
Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı için Türkiye’nin yüksek düzeyde ithal
ettiği, yüksek düzeyde cari açık verdiğimiz ve teknoloji seviyesi yüksek 919
ürünü belirledik. Binlerce ürünü eledik ve 919 öncelikli ürünü belirledik. Bu
ürünler, yıllık 60 milyar dolar ithalatımız olan ve 50 milyar dolar cari açık
verdiğimiz ürünler. Hedefimiz bu ürünlerde bir an evvel yerli ve milli üretimi gerçekleştirmek.
Bu ürün listesine ilave olarak hali hazırda yüksek düzeyde ithal etmediğimiz
ama teknolojik gelişmeler nedeniyle muhtemelen bugün yatırımlarımızı
gerçekleştirmezsek 5 yıl içinde bu listelerde en üst sıralarda göreceğimizi
geleceğin teknoloji alanlarını da bu listelere ilave ettik. Bütün bu alanlara
yönelik ilk kez Araştırma-Geliştirme ve yatırım teşviklerimizi, KOBİ
desteklerimizi tek pencereden yatırımcılarımıza sunmaya başladık” diye konuştu.
“Yüksek verimlilik,
Türkiye’ye yüksek rekabet gücü kazandıracak. Yüksek rekabet gücü yüksek ihracat
kazandıracak. Yüksek ihracat Türkiye’ye aydınlık yarınları getirecek”
Kacır, konuşmasına
şöyle devam etti:
“Yüksek verimlilik,
Türkiye’ye yüksek rekabet gücü kazandıracak. Yüksek rekabet gücü yüksek ihracat
kazandıracak. Yüksek ihracat Türkiye’ye aydınlık yarınları getirecek,
sürdürülebilir güçlü büyümeyi getirecek ve toplumsal refahın artması sonucunu
getirecek. Bugünün ekonomik yaklaşımlarının temelinde sanayicimiz,
girişimcimiz, emekçimiz, üretim ve ihracat var. Hep birlikte ülkemiz için
çalışacağız. 2022, Türkiye’nin yılı olsun. 2022’nin daha fazla ürettiğimiz,
daha rekabetçi ürettiğimiz ve daha katma değerli ihracat yaptığımız bir yıl
olmasını umuyorum.”
Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı, Ankara Sanayi Odası (ASO) tarafından, Aralık 2018’de ASO Yetkinlik
ve Dijital Dönüşüm Merkezi’nin (Model Fabrika) hayata geçirilmişti. Üretimde
verimliliğin arttırılması, dijital dönüşüm sürecinin hızlandırılması amacıyla
kurulan Model Fabrika’da; hata yapma özgürlüğünün olduğu gerçek bir üretim
ortamında, deneyimsel öğrenme teknikleri kullanılarak operasyonel mükemmeliyet
ilkelerinin öğretilerek, eğitim ve danışmanlık hizmetleri veriliyor. Model
Fabrika’da yüzde 65 uygulamalı, yüzde 35 ise kurumsal eğitimden faydalanılarak,
deneyimsel öğrenme ilkelerine dayalı programları benimseniyor.
Başkent OSB’de yer
alan bir firmanın verimliliğinde yüzde 31 artış sağlandı
5. Öğren-Dönüş
Programı’nın sonuçlarında yer alan bilgilere göre, Başkent OSB’de yer alan bir
firmanın teslimat gecikmeleri yaşaması, yarı mamul stoklarının çok yüksek
olması, üretim alanlarının tanımsız ve karışık olması gibi sorunlar
giderilerek, verimlilikte yüzde 31 artış, üretim akış süresinde yüzde 60 düşüş
ve yüzde 27 alan tasarrufu sağlandı.
Program ile bir
firmanın kapasitesinde yüzde 117 artış sağlandı
29 çalışanlı bir başka
firmada ise biriktir-beklet tarzı üretim yapılması, çok fazla ara stok olması
ve teslimatta gecikmeler yaşanması gibi sorunlar giderilerek, kapasitede yüzde
117 artış, alan tasarrufunda yüzde 38’lik artış ve Adam-Saat bölü Ürün
hesabında yüzde 66 azalma sağlandı.
Öğren-Dönüş Programı
ile saat başına üretim adedinde yüzde 181 artış sağlandı
OSTİM OSB’de 35
çalışanlı bir alüminyum fabrikasında sürekli fazla mesai yapılması, çok fazla malzeme
taşınması, alan sıkışıklığı yaşanması ve teslimatta gecikmeler yaşanması
sorunları, kitle üretiminden tek parça akışa geçilmesi, iş yükü dengeleme ve
planlama sayesinde kapasite artışı sağlanarak fazla mesainin giderilmesi ile
çözüldü. Bu sayede söz konusu fabrikada adam-saat başına üretim adedinde yüzde
181 artış, ürün başı üretim sürelerinde yüzde 36 azalma ve fazla mesai
ihtiyacında yüzde 100 azalma sağlandı.